FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

ÖNEMLİ OLAN DEĞERLER

Günümüz insanlarının pek çoğu ünlü olmanın ve şöhret sahibi olmanın peşindedir. Tanınan bir insan olmak ve ün kazanmak için her yolu dener. Para sahibi insanların ünlü olması kolay ise de kısa sürede unutulurlar. Bu kısa sürede mutlu olan insanlar, geriye kalan hayatları boyunca hep o günleri arar, bunalıma bile düşebilir.

Kısa süreli şöhret, insanın başını döndürebilir. “Bunun birilerinin kendine verdikleri bir unvan olduğunu, verildiği gibi bir gün alınabileceğini” farkına bile varamazlar. Kendilerine verilen bu unvanı bir “hak sahipliği gibi” görüp, “ömür boyu devam edeceğini” sanırlar.

Toplumsal hayatta ve özel yaşamda kazanılan itibar daha uzun süreli olur. Ancak itibarın bize mi yoksa bulunduğumuz makamımıza verildiği konusunda dikkatli olunmalıdır.

Haris kişiler bulundukları makam dolayısıyla gördüklerini itibarı, kendi kişiliklerini ile özleştirerek sonrasında büyük hayal kırıklığına düşmektedirler.

Ayrı-ayrı bakınca değer vermediğinin kimselere bir araya geldiklerinde değer vermekten daha büyük budalalık olamaz.

İnsanlar için üç değer önemlidir: ”İtibar, şöhret ve haysiyet.”

Şöhret için “halkın sana verdiği değer”, itibar için “işin ehlinin sana verdiği değer”, haysiyet için ise “insanın kendine verdiği değer” olarak ifade edilir.

Halkın kişiye verdiği şöhret değeri, verildiği gibi her an geri alınabilir. İnsan bu şöhrete layık olabilmeli ve onu taşınmasını bilmelidir. Aynı şekilde itibar da hatalar neticesinde geri alınabilecek bir değerdir. Bu nedenledir ki insan parasını kaybedebilir ama itibarını kaybetmemeye dikkat etmelidir.

Ancak bir insan yaptığı işe saygılı olur, doğru söyler ve verdiği sözleri tutarsa, haysiyetini kaybetmez.

Çünkü haysiyet başkalarının size kazandırdığı bir değer değil, kendinizin oluşturduğu bir değerdir. Kendinize olan saygı ve güveniniz sürdüğü sürece devam eder.

İnsanlar doğru yoldan şöhrete kavuşabildikleri gibi, insanlık açısından kabul görmeyen kötü yollardan da şöhrete kavuşmalarının mümkün olabilir. Bu insan her türlü yoldan şöhrete ulaşabilir.

Bir kısım insanlar şöhret düşkünüdür. Olur-olmaz işlerle gündemde kalmayı ve şöhretlerini sürdürmeyi isterler. Başarılı işlerde yetersiz kaldıklarında, ahlak dışı yollara başvurarak, şöhretlerini sürdürmek isterler. Sanat dünyasında ünlü insanların bir kısmı medyada gündemde kalabilmek için sık-sık sevgili değiştirirler. Kısa süreli evlilikler kurarlar. Normal yaşamda bu çok yadırganır ve diğer insanlar tarafından ayıplanır. Her nedense ünlü kişilerin yaptıkları ise medya dünyasında haftalarca görüntülü olarak tartışılır. Ancak belirli bir zaman bu yollarla şöhretlerini korusalar da uzun vadede bu yol uzun sürmez. Başkaları tarafından verilmiş olan bu şöhret başlandığı gibi devran değişir ve verilen şöhret son bulur.

Şöhretin yaygınlığına karşın, itibar karşılığı bulunan bir davranıştır. Zaman-zaman yapılan iltifatlar sizin kişiliğinize mi, yoksa bulunduğunuz makama veya sahip olduğunuz zenginliğinize mi yapılır?

“Ün kazanmak, insanın erdemleriyle değerinin, dosdoğru ortaya çıkmasıdır. Ama bazı kişiler gördükleri her işte ün kazanmayı amaç tutarlar. Böyleleri kendilerinden çok söz ettirirler, ama bunlara içten saygı duyan olmaz” demiştir Francis BACON.

Önemli olan ün kazanmak değil saygı duyulan güvenilir bir insan olmaktır.

Şöhret ve itibardan daha önemlisi şahsiyetli, gururlu ve haysiyetli bir insan olabilmektir. Bu da kişinin kendine verdiği değerdir. 

Bunun için de ruhumuz yapacağını gösteriş için değil, her şey içimizde, hiçbir gözün görmediği en gizli yerimizde olup bitmeli, saklı kalmalıdır. Orada ruhumuz bizi ölüm korkusundan, acılardan, yüz karasından bile korur. Çocuklarımızı, sevdiklerimizi, servetimizi kaybetmeye dayanacak ve gereğinde mücadelenin tehlikelerine atılacak bir hale sokar.

Her insanın bu önerileri benimseyip, kabullenmesi yaptığı veya yapacağı işlerin itibar ve şöhret için değil, yapılması lüzumlu olduğu için yapılacağını düşünmesi, böylesi bir aile terbiyesi ile yetişmesi gerekir. Günümüzde eğitimin okulda verileceği konusunda büyük bir yanılgı içerisindeyiz. Oysaki en kalıcı ve köklü eğitim aile içinde verilir. Ancak bu eğitim sadece nasihatler ile etkili ve kalıcı olmaz. Aile büyüklerinin gerek kişisel ve gerekse çevredeki insanlar hakkında dile getirdiği düşünceler ve etraflarına karşı tavır ve davranışları çocuk eğitiminde çok daha kalıcı ve etkili olur.

Bilindiği üzere çocukların yedi yaşından itibaren kişiliklerinin oluştuğu ve de kolay değişmediği malumdur. Haysiyet daha çocuk yaşta pek farkına bile varılmadan oluşturduğumuz bir değerdir. Elbette bu değerin oluşmasında büyüklerin katkısı fazladır ama unutmamak gerekir ki haysiyetimizi, gururumuzu korumak insanın elindedir.

“İtibar ve şöhretin zamanla kaybolması insanları üzer, ama haysiyetin yok olması, yaşamın tükenmesidir.”

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi