Müzik bir uygarlık aracıdır. Bu nedenledir ki ulusların uygarlıkları sanatlarıyla doğru orantılıdır.

Evren müzikle anlamlı ve güzeldir. Müziksiz bir dünya susuz bir değirmen ve hatta vahasız bir çöldür.

Müzik bir anlamda Tanrının sırlarının notalara yansıması olup yaşamı yaşanır kılan mucizevi bir hazinedir.

Çirkinliklerin silinmesi, savaşların sona ermesi, günlük yaşamın içindeki itişmelerin ve kakışmaların yerine sevgilerin ve muhabbetlerin olması müziğin notalarındadır. Kahırların, sıkıntıların dünyası yerine huzurun ve mutluluğun yer almasında müziğin rolü unutulamaz. Bazen bir efkardır sizi hüznün sahillerinde bırakır. Bazen de bir neşe kaynağıdır göklere uçurur.

Osmanlı İmparatorluğu'nda hastalar müzikle tedavi edilirlerdi.

Türk müziğinin ilk okulu Enderun'dur. Diğer müzik eğitimi veren yerler Mevlevihanelerdir. Bir diğer müzik eğitim yeri de loncalardır. 1908 Meşrutiyetinde saray teşkilatı küçültülünce 1914 yılında Maarif Nezareti (Bakanlığı) tarafından Dârülelhan yani Nağmeler Evi ve Üsküdar Musiki Cemiyeti gibi cemiyetler kurulmuştur. Dârülelhan, Cumhuriyetin ilanından sonra Maarif vekaletinden ayrılıp İstanbul Belediyesine İstanbul Konservatuarı adıyla bağlanmıştır.

Müziğimizin bu günlere ulaşan çizgisinde zaman zaman büyük kırılmalar olmuştur. Şayanı şükrandır ki halk kendisine. ait olanı ciddiyetle ve sevgiyle korumuştur.

Müziğimizin bilimsel bir disiplin altında gelişmesi ve devletin himayesine kavuşması benim Milli Eğitim Bakanlığım zamanında gerçekleşmiştir. Müziğimizi kendi haline bırakamazdım. Atatürk'ün "Dinlediğimiz musiki şüphesiz yüksek bir medeniyetin musikisidir. Bu musikiyi dünyanın anlaması lâzımdır. Bizim seve seve dinlediğimiz Türk bestelerini onlarda dinlesin. Türk musikisini milletlerarası bir sanat haline getirelim." sözleri benim için yeterliydi.

Tüm dünyaya müziğimin yüceliğini tanıtmağa mecburdum. Benim müziğimin sadece müzik aletlerinden çıkan seslerden ibaret olmadığını bir uluhiyetin, bir deruniliğin ve hatta tanrısal bir nağmenin eseri olduğunu göstermeliydim. Bu düşüncelerle Cumhuriyetin temeli kültür olduğuna ve kültürümüzün en muhteşem kaynağı da müziktir anlayışından hareketle, hizmetlerini bugün de şükranla yad ettiğim mesai arkadaşlarımla konservatuarı kurduk. O tarihten bu yana büyük bir olgunlukla eğitim ve icra hayatını sürdürmekte olup bugün fakülte olarak çokça üniversitenin bünyesinde yer almıştır. Bilimsel kimliği ile Cumhuriyetin en zengin kültürü olarak hocaları ve öğrencileriyle yüz akımızdır Müzik esasında disipline olmuş bir ruh ve bir iradedir ki beraberinde yoksulluğu yenerek üretimin en üst düzeyden gerçekleşmesini sağlama olanağına sahiptir. 

İkinci Dünya Savaşında yanmış ve yıkılmış Almanya savaş sonrasında fabrika, hastane ve okul inşa ederken dördüncü inşa ettiği şeyin opera olduğunu zamanın Başbakanı Willy Brandt'tan dinlemişimdir. Çünkü insan sadece bedensel bir varlık değildir. Bir gönül, bir ruh dünyası vardır. Ve Tanrı evreni güzellikleri ile yaratırken müziği ile yaratmıştır.