M. RIDVAN SADIKOĞLU

M. RIDVAN SADIKOĞLU

KELİMELERİN GÜCÜ AŞKINA- 3

Göz ve gönüllerimiz, her geçen gün artan bir hızla kendimizden başka bir şey görmese ve “neden?” sorusuna verilecek cevaplar kişiye, sosyo-ekonomik duruma, bilinç ve alınan eğitime göre değişiklik gösterse de ortaya çıkan cevapların temelindeki “ortak payda” net bir şekilde benliğimize çarpıyor;

Bir toplum ürettiğinden fazlasını tüketiyorsa, aradaki farkı kapatmak için mutlaka bir şeylerden ödün vermek zorundadır.

Öyle ya,

Tüketimin semirdiği ve sahip olma hırsının her geçen gün envai çeşit araçlarla pompalandığı bir toplumda üretim yerine tembellik ön planda ise,

O toplumun lokomotifi olan genç kuşak, ekonomik bağlamda işsizlik ve üretim; gelecek bağlamında milyon çeşit kültürel saldırılarla kökünden koparılıyorsa,

“Kafir” diye nitelendirdiğiniz elin oğlu, yedi yirmi bir mesai içinde “samimi” bir şekilde çabalıyorken; en çok televizyon izleyen, internet başında sabahlayan ülke sıralamasında ön sıraları hiçbir ülkeye kaptırmadan, bırakın toplumu ve insanlığı kendisine bile faydası olmayan eğlence ve bilumum çeşit haz, hız ve ayartıcı güçlere teslim ıvır zıvırla gecesini geçirip, gündüzünü ise uykuyla geçiren “gece kuşu” bir gençlik sahibi iseniz,

Emin olun ki, o toplum ve dahi toplumun içinde yaşayan bireylerin başta her kesim ve gruba kanser hızıyla bulaşan ahlâki zaaflar olmak üzere türlü zilletlere düşmesi kaçınılmazdır ve bugünkü resmin bütünü sadece bundan ibarettir!

Lafın özü… 

Madem ki İslâm iddiası içindeyiz; doğrularımızı yeterli görüp yanlışlarımıza sırt çevirmek gibi bir lüksümüz yok.  Çünkü, ortalık yangın yeri iken sadece “yangın var” diye bağırmak yetmiyor. Her birimiz imkanımızca, çabamız ve tabi ki nasibimizce bu yangına su dökmekle, bu ateşi söndürmekle mükellefiz! 

Zira hep arz ettiğim gibi “Müslümanlık, insanlığın annelik makamıdır”.

Bu makamın erincinde olarak; kimsenin geçmişine, etnik kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmadan, “ötekileştirmeden” “gel el ver ülkemizi daha ileriye taşıyalım” diyecek bir anlayışa; ideoloji eksenli ‘biz ve onlar’ ayrımını bir tarafa bırakıp evrensel değerler çerçevesinde toplumun bütün kesimlerini içine alması gereken yeni bir ‘biz’ bakışına ihtiyacımız var.

Bu bakışın toplumun bir kesiminin yenildiği, başka bir kesiminin kazandığı ya da bunun bir partinin kazancı veyahut kaybı değil; ülkenin kazancı veyahut kaybı meselesi olduğu fikrini hepimiz içselleştirmek; bunun ‘sen-ben’, ‘biz ve onlar’ üzerinden yürütülen bir kavga değil, hepimizin geleceği meselesi olduğunu idrak etmek zorundayız.

Bu idrak içinde de sahip olduğumuz manevi mirasın zenginliği içinde düşmanına sövmemek için bahane arayan gönüllerimiz, dostunu sevmek için bahanelerin peşine düşmeyecek.

İlahi rahmetin inayetiyle gözlerimizdeki gaflet perdesi kalkacak ve birbirimizin ağzının kenarlarından süzülen kardeş kanlarını seyredebileceğiz. 

(Devam edecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. RIDVAN SADIKOĞLU Arşivi