FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

KAYGAN ZEMİNDİR SİYASET

Siyasette çok insan kendini bilgili ve yeterli bulur. T.V. ve gazetelerden edinilen bilgilerle fetva vermek tabi ki herkes için kolaydır. Ama görev ve sorumluluk üstlenerek siyasetin içinde bulunmak oldukça zordur. Zira sizin ve partinizin yaptıklarını beğenip destekleyenler olduğu gibi bir o kadar insan da karşınızda olduğu unutulmamalıdır.

Siyasete girenlerin aile ve sosyal yaşamları tamamen değişir. Görevleri icabı günlerce aileleri ile birlikte olamazlar, dost ve arkadaşlarını eskiden olduğu gibi göremezler, bu yüzden yadırganır, yakın dostlarını kaybedebilirler. Bir önemli husus ta siyasetçiler, mesleğinden de uzaklaşırlar, zira her meslekte çağımızdan hızlı değişimler yaşanmakta olup, siyasetçiler görevleri gereği mesleklerini icra edemediklerinden bu değişime ayak uyduramazlar. Bir gün tekrar sivil yaşama döndüklerinde mesleklerine adapte olmaları çok zordur. Bunu bildikleri için de siyaset yapanlar bulundukları görevleri bırakmak istemezler. Beş~altı dönem Milletvekilliği, Belediye Başkanlığı yapanlar olup, ancak yaşlılık ve hastalık sebebi ile siyaseti bırakırlar. Çoğu siyasetçi için siyaset mesleki faaliyet gibi addedilir.

Ülkemiz siyasetinde iktidarda olan partide görev almak, ateşten gömlektir. Millet için verdiğiniz faydalı hizmetlerden pek fark edilmez ve anlatılmaz ama yaptığınız hatalar, abartılarak günlerce anlatılır. Muhalefet partilerinde görev yapmak daha kolaydır. Zira Ülkemizin muhalefet zihniyeti “İktidarın söylediklerinin aksini söylemek ve yaptıklarını beğenmemektir.” Geçenlerde T.V.’larda ana muhalefet partisi Genel Başkan Yardımcısının söylediğini “İktidar Dünya’nın en başarılı işlerini dahi yapmış olsa, takdir etmez ve alkışlamayız” sözlerine inanamadım. Böyle bir muhalefet zihniyetinin Ülkeye ne faydası olabilir?

İktidar muhalefeti, muhalefet iktidarı ötekileştirerek siyaset yapmaktan her iki taraf ta faydalı olmaz. Ülke menfaatine asgari müşterekte birleşmeli. 

“Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta ise azap vardır.”

Ana muhalefet başarılı olabilmek için yurt dışından uzmanlar görevlendiriyor. Bence önce kendi yaptıkları hataları görmeli ve düzeltmelidirler.

İktidarda veya muhalefette halka hizmeti hakka hizmet bilen, Ülke ve Millet menfaatini birinci planda tutanlar olduğu gibi, kendi şahsi çıkarlarını düşünen, hatta çıkarı için parti değiştiren, hatta siyasi parti kuranlar hiçbir dönemde muvaffak olmamışlardır. Siyasetten çekilmek zorunda kalmışlar ve unutulmuşlardır. Milletvekilliğini ve Belediye Başkanlığı unvanlarını menfaatleri için kullanıp, varlık sahibi olanlar da vardır. Ancak bunların başlarına gelmedik kalmaz, hele mensubu bulundukları parti seçimleri kaybettiğinde bu insanlar mal-mülk sahibi de olsalar, itibarlarını kaybederler. Hatta yaptığı yanlış işlerden dolayı bunların cezaevine girenleri, hatta canlarını kaybedenler olmuştur. Önemli olan Milletin gönlünü kazanabilmek, rahmetle anılabilmek ve iz bırakabilmektir. Ben büyüklerimin nasihatlerine uyarak uzun zaman siyasette bulunduğum sürece Milletvekili veya Belediye Başkanı olmadığım için mesleki faaliyetlerimi hiç bırakmadım. Partilerde yönetici olarak görev yaptığım ve bizi okutan bu Devlete ve Millete faydalı olabilmek için siyaset ile uğraştım. Maddi kayıplara ve haksızlıklara uğramama rağmen uzun zaman siyasette kalmayı ve mesleğime devam etmeyi başarabildim. Çok değerli insanlarla beraber olduğum gibi, çok şahsiyetsiz insanlarla da bir arada oldum.

Terbiye, terbiyesiz insanlarda da öğrenilebiliyormuş. Her şeye rağmen, siyaset ve sosyal faaliyetler bana çok şey kazandırdı. Bu sayede Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar, Milletvekilleri ve Belediye Başkanları ile tanıştım, bir arada olup, saygı duyup, feyiz aldıklarım, yanlışlıklarını görüp, ders çıkarttıklarım da oldu. 

Zaman-zaman beraber olma fırsatını bulduğum rahmetli Süleyman DEMİREL ve Turgut ÖZAL, Üniversitede hocam olan rahmetli Prof. Dr. Korkut ÖZAL’ın feyiz aldığım ömrüm boyunca unutamayacağım nasihatlerini siyaset sayesinde kazandım.

Bunlardan ahrete göç etmiş olanlara Allah’tan rahmet diliyorum.

Bunun yanı sıra kötü bir ders olarak da aklımdan çıkmayan su anekdotu gençlere ders olsun diye aktarıyorum:

Siyasette hızlı gençlik dönemlerinde zamanın tanınmış Genel Başkan Yardımcısı benim sahibi bulunduğum bir iş merkezinde ofisine davet edip, “Benim partiye faydalı ve başarılı olduğumu, birçok kişiyi Milletvekili ve Belediye Başkanı yaptığını , beni de yapabileceğini” söyleyerek bana şu teklifi yaptı, “Ben Genel Başkana bağlı bir insanım, o bana ne derse yaparım. Sen de bana bağlı olursan ve dediklerimi yaparsan sen de mevki sahibi olabilirsin” dediğinde “– Valla beyefendi, ben Milletime faydalı olabilmek için bu partideyim, Bu partiden ne mevki, ne de menfaat bekliyorum. Eğer siz doğru yolda olduğunuz sürece yanınızdayım. Kimseye bağlı bulunmam ve yanlış yolda olamam” deyince ayrıldık, kendisi ile bir daha karşılaşmadık. Ben bugün sevilen ve sayılan bir mühendisim, ama o şahsın düştüğü durumu ise anlatmak istemiyorum.

HAFTANIN GÜZEL SÖZÜ

“Doğru başak gibidir. Fırtınada eğilir, ama kırılmaz. Yanlış arkadaş kalın kavak gibidir. Fırtınada kırılır ve yerinden kalkamaz.”

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi