Kadın-erkek eşitliği karnemiz çok zayıf

Kadın-erkek eşitliği karnemiz çok zayıf

14 Mayıs Seçimleri yaklaşırken seçim vaadi olarak ortaya atılan ve toplumun bir kesimi tarafından büyük tepkiyle karşılanan kadın-erkek eşitliği ile ilgili tartışma seçim sonrasında da devam edeceğe benziyor.

Önce İstanbul Sözleşmesi’nden tek imza ile çıkılmasıyla başlayan tartışma seçim sathı mailine girildiğinde, Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’ın parti tüzüğünde kadın hakların son güvencesi olan 6284 sayılı yasanın kaldırılması isteminin yer alması ve bunun zımnen AK Parti tarafından YRP ile ittifak, HÜDA PAR genel başkanı ve bazı isimlerin da kendi listelerinden aday yapılmasıyla kabullenilmesi  tartışmayı ileri boyutlara taşıdı.

Tartışmaya birde Yeniden Refah Partisi’nin düzce adaylarının seçim aracı damga vurdu. Düzce ikinci sıradan aday gösterilen Çiğdem Kulalı Seçkin’ın fotoğrafı seçim otobüsünde karartıldı.

HAZIR

Düzce’de birinci sıra adayı Nezir Merttürk ve üçüncü sıra adayı Mithat Kütükoğlu’nun fotoğraflarının yerleştirildiği seçim arabasında ikinci sıradaki kadın milletvekili adayı Çiğdem Kulalı Seçkin’in sadece adı yer aldı. Fotoğraf yerine ‘gölgesi kullanıldı.

YRP kaynakları, Seçkin’in kendi isteği üzerine fotoğrafının kullanılmadığını aktardı, ancak genel başkan Erbakan karartma nın reklam ajansından kaynaklandığını belirtirken, hatanın düzeltileceğini söyledi.  YRP kaynakları ile Genel Balkan Erbakan’ın birbiriyle çelişen açıklamaları da olayı farklı boyutlara taşıdı.

Şimdi bu konuda Çiğdem Kulalı Seçkin’in ne diyeceği merak konusu. Açıklama bir partinin kadın meselesine bakışı  ile ilişkin önemli bir ipucu verecek. Ayrıca Çiğdem Kulalı Seçkin’in seçimi kazanıp parlamentoya girmesi halinde tavrının ne olacağı da ayrıca bir merak konusu oldu. Gelen bilgilere göre;  Çiğdem Kulalı Seçkin’in adı  da seçim otobüsünden çıkarıldı.

Bu arada konunun daha ilginç bir boyutu var. YPG adayı Çiğdem Kulalı Seçkin hazırlattığı seçim afişlerinde boy boy fotoğraflarına yer verdi. Bu çelişkide  bir başka bilinmeyen denklemi ortaya çıkardı.

Malum Aydın’da  ikinci sıradan aday gösterilen bir kadın politikacının erkek adaylarla birlikte fotoğraf çektirmesi olay olmuş, yumruklaşma boyutuna kadar varan kavgalar meydana gelmişti.

Tüm bu olaylar YRP’nın kadın sorununa nasıl baktığının bir yanıtı olmaktan çok, parti içindeki kavram kargaşasının çözümlenemediğinin göstergesi gibi görünüyor. Bir taraftan 6284’e karşı çıkarak kadını korumaya dönük yasalara karşı çıkan ve kadını eve hapsetmeye kararlı görünen YRP’ni kadın aday göstermesi de ayrı bir bilmece olarak karşımızda duruyor.

YRP’nin kadın adayları çıkararak, siyasi bir manipülasyon peşinde olduğunu varsaymakta mümkün..

Ancak seçim meydanlarında siyasi aktörler bu konuyu  herhangi bir toplumsal gerginliğe  neden olmamak için mitinglerine taşımadığı da gözlendi. YRP ve HÜDA PAR’ın talepleri AK Parti içinde de özellikle kadın milletvekilleri arasında huzursuzluğu neden olduğu biliniyor.

 Kadın erkek eşitliği, Türkiye’de hala en ciddi tartışma konusu olması dış dünyada derin yankılar uyandırıyor. Yapılan anketlerde Türk toplumun önemli bir bölümüm kadın erkek eşitliği konusunda yeteri kadar bilgi olmadığı, bir kesiminin de “kadın haklarına inanmadığı gerçeğini ortaya koyuyor.

 Bazı kesimler, kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olması gerektiğini savunurken, diğer kesimler ise kadınların erkeklerden farklı bir rolü olduğunu düşünüyor. Türkiye’de kadın erkek eşitliği konusunda cumhuriyetin kazanımları çerçevesinde önemli ilerlemeler kaydedildiği biliniyor.. Ancak, hala birçok alanda eşitsizlikler devam etmekte olduğu da gözleniyor. Yapılan çalışmalar bu konuda Türkiye’nin kadın hakları konusunda gelecekte büyük problemler yaşayacağını da ortaya koyuyor.

NG Araştırma  bu soruların cevaplarını öğrenmek için 10-19 Nisan 2023 tarihleri arasında, Türkiye genelinde 15 yaş ve üstü, 1501 kişinin katılımı ile bir kamuoyu araştırması yaptığını açıkladı. Bu çalışmada ortaya üzerinde çok düşülmesi gereken sonuçlar ortaya çıktı. Sonuçlar akademisyenlerin üzerinde durması ve derin çalışmalar yapması gerektiğini ortaya koyuyor.  Araştırma Türkiye'deki sosyolojik yapının kadın-erkek ilişkileri konusunda net bir uzlaşmaya varamadığı gösteriyor.

 Soru ve cevaplarla ve elde edilen şöyle;

Ülkemizde kadın-erkek eşitliği olduğunu düşünüyor muyuz?

Katılımcıların yanıtlarına göre kadın-erkek eşitliği konusunda ülkemizde hala büyük bir sorun olduğu ortaya çıkıyor. %67 oranında katılımcılar kadın-erkek eşitliğinin henüz sağlanmadığını düşünürken, %33’ü ise tam tersi görüş belirtiyor.

Bu soruya verilen cevapları detaylı analiz ettiğimizde ise, kadınların ve erkeklerin bu konudaki fikirlerinin ne kadar farklı olduğu ortaya çıkıyor. Kadınların %81’i ülkemizde eşitlik olmadığını düşünürken, erkeklerin ise bu oran %55’e kadar geriliyor.

Eşitlik olmadığını düşünen katılımcılardan, bu düşünceleriyle ilgili detay istediğimizde ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Katılımcıların %28’i erkeklerin her zaman ayrıcalıklı olduğunu düşünürken, %8’i ise kadınların her zaman ayrıcalıklı olduğunu düşünüyor.

Kadınların iş gücüne katılma oranı hakkında ne düşünüyoruz?

Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı son yıllarda artış gösterse de hala dünya ortalamasının oldukça gerisinde. Ankete katılanların yarısı daha fazla kadının çalışması gerektiğini düşünürken, %26’sı ise tüm kadınların çalışması gerektiğini savunuyor.

Daha çok kadının iş hayatına katılması gerektiğini ifade edenler arasında kadınlar daha ağır basarken, daha az kadının iş hayatına katılması gerektiğini ifade edenler arasında erkekler daha ağır basıyor.

Kadınların iş hayatında yaşadıkları sorunlar nelerdir?

İş hayatının herkes için birçok zorluğu var. Fakat bazı sorunlarla daha çok kadınlar karşılaşıyor.

Katılımcıların %37’sine göre kadınların iş hayatında yaşadığı en büyük zorluk, işyerindeki temponun yanı sıra ev işlerinin de sorumluluğunu üstlenmesi%16’sı ise çocuklu kadınlara çocuğuyla ilgileneceği için ön yargılı yaklaşılmasının 2. en önemli sorun olduğunu belirtti. 3. sırada gelen sorun ise %15’lik oranıyla kadınların iş hayatında fiziksel tacize maruz kalmaları oldu.
Kadınların iş hayatında karşılaştığı tüm sorunları, katılımcılardan işaretlemesini istediğimizde sonuçlar şu şekilde oldu:
Ev işleri paylaşılıyor mu?

Geleneksel olarak ev işleri kadına ait olarak görülüyor. Fakat yakın tarihte kadınların eğitim olanaklarının artması ve iş hayatında daha çok yer almaları, ev işlerinin geleneksel sorumluluğunu nasıl değiştirdi sorusunun cevabı da arandı:?

Katılımcıların %69’u ev işlerinde sorumluluğun paylaşılması gerektiğini düşünüyor. %29’u ise sorumluluğun kadına ait olduğunu belirtirken, erkeklerin sorumlu olduğunu belirtenlerin oranı sadece %2.
Eve parayı kim getirmeli?

Ev işleri sorumluluğu konusunda, bilinç altımıza yerleşen bir genellemenin, toplum genelinde yavaş yavaş değiştiği de anket sonuçlarına yansıyor. Ülkemizdeki geleneksel aile yapımız, babayı para kazanan, anneyi de ev işleriyle ilgilenen kişiler olarak ön plana çıkarıyor. Peki, para kazanma sorumluluğunun kime ait olduğuna dair bir değişim var mı?

Katılımcıların %54’ü para kazanmanın ortak sorumluluk olması gerektiğini belirtirken, %46’sı ise bu sorumluluğun erkeğe ait olduğunu ifade ediyor.

Çocukların bakımı kime ait olmalı?

Geleneksel olarak, çocuk bakımı annelerin sorumluluğunda görülüyor. Acaba bu tutum günümüzde değişimeye kısmen olsa yansımış, anacak hiçte azımsanmayacak bir çoğunluk bu sorumluluğu kadının üzerine yıkmakta beis görmüyor.,

Katılımcıların %61’i çocuk bakımının ortak sorumluluk olması gerektiğini belirtirken, %39’u ise bu sorumluluğun kadına ait olduğunu ifade ediyor.

Bu soruya verilen cevapları detaylı analiz ettiğimizde, kadınların %73’ü çocuk bakımının ortak olması gerektiğini düşünürken, erkeklerin ise yarısı ortak olması gerektiğini, diğer yarısı ise sorumluluğun kadına ait olduğunu düşünüyor.
Kadına şiddeti önlemek için neler yapılmalı?

Katılımcıların %44’ü yasalardaki yaptırımların ağırlaştırılmasının şiddeti önlemede etkili olacağını belirtirken, %22’si eğitimde şiddetle ilgili konulara daha fazla yer verilmesini, %15’i ise mevcut yasaların pratikte daha iyi uygulanmasının şiddeti önleyeceğini düşünüyor.

Katılımcıların %6’sı ise ne yapılırsa yapılsın, kadına şiddetin önlenemeyeceğini düşünüyor

Sonuç olarak, kadına yönelik şiddeti önlemek için yapılacak çok şey var ve toplumun bu konuda daha bilinçli hale gelmesi gerekiyor. Anket sonuçları, yasaların uygulanması ve yaptırımların ağırlaştırılması gibi hukuki yolların önemli olduğunu gösterirken, eğitim ve sosyal desteklerin de kadına şiddeti önlemede etkili olabileceğini gösteriyor.

Bu soruya verilen yanıtlar 6284 sayılı kadını korumaya yönelik yasanın kaldırılması yönünde görüş bildirenlerin sayısı son derece az.

Eşlerin boşanma durumunda sorumluluklar nasıl olmalı?

Boşanma, ailelerin karşılaşabileceği zorlu bir süreç. Bu süreçte en çok etkilenenler ise çocuklar. Boşanmada çocukların velayeti, mal paylaşımı ve diğer birçok faktör hakkında toplumdaki düşünceler ise biraz daha ayağa yer basar gibi görünüyor öğrendik. Ancak çocuğu annede kalması  konusunda giderlerini kim tarafından karşılanacağı sorusu ortada.

Katılımcıların %84’ü boşanma durumunda çocukların iki tarafta da kalmasını fakat ağırlığın annede kalması gerektiğini belirtirken, %9’u ise her zaman anne de kalması gerektiğini belirtti.

Boşanma durumunda mal paylaşımı konusunda ise, katılımcıların %38’i tüm mal varlığının eşit paylaşılması gerektiğini düşünüyor. %23’ü evlilikten sonra kazanılan malların eşit paylaşılması gerektiğini belirtirken, %21’i ise evlilik süresinde alınan mallar, kişilerin evlilik öncesi kişisel gelirlerine orantılı olarak paylaştırılmalı düşüncesinde.

Zorunlu hizmet olmalı mı?

Zorunlu hizmet, bir ülkenin vatandaşlarına yönelik uygulanan zorunlu kuralları kapsar. Ülkemizde de erkeklerin askerlik görevi gibi hizmetler zorunlu olarak yapılması gereken hizmetlere örnek verilebilir. Ancak bu konu hakkında farklı görüşler var. Katılımcıların yorumları şu şekilde;

Ankete katılanların %25’i zorunlu hizmetin hiç kimse için olmaması gerektiğini düşünüyor. %21’i sadece erkekler için zorunlu hizmetin olması gerektiğini düşünürken, %16’sı hem erkekler hem de kadınlar için zorunlu hizmet olması gerektiğini belirtiyor.

Ankete katılanların %24’ü zorunlu hizmetin ordu, sağlık, turizm vb. alanlarda seçenekleri olması gerektiğini düşünürken, %19’u zorunlu hizmetin paralı olmaması gerektiğini belirtiyor. 

YENİGÜN HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.