FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM

Öncelikle KAHRAMANMARAŞ ve civar illerinde meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden kardeşlerimize, ALLAH’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyor, ailelerine ve aziz Milletimize başsağlığı dilerim.

Deprem konusunda bilim insanları başta olmak üzere meslekten olan-olmayan, bilen-bilmeyen herkes konuşuyor, haklı-haksız eleştirilerde bulunuyorlar.

Ancak bugün Cumhurbaşkanın da ifade ettiği gibi, birlik ve tek bilek olma zamanıdır. Millet olarak yapacağımız duaların yanı sıra her yurttaşımız imkânları nispetinde giysi, eşya ve maddi yardımlarda bulunması halinde, bu yarayı sarmak kolaylaşacaktır. Bu tür felaketlerden iyi dersler almak gerekir. Bu tür vakalar olduğunda rahmetli hocam Prof. Dr. Korkut ÖZAL’ın hiç aklımdan çıkmayan, çok ders verici sözü aklıma gelir, 

“Mümkün olan zamanda, mümkün olanı yapın. Mümkün olmayan zamanda mucize yaratamazsınız.”

Facia ile karşı karşıya kalındığında Bakanlıklar, Belediyeler, AFAD, Kızılay ve gönüllü vatandaşlarımız seferber ediliyor cansiperane çalışmalar yapılıyor. Ancak hocamın sözündeki gibi mucize yaratılamıyor. Her ne kadar zamanı değilse de elli yıllık bir uzman deprem mühendisi ve Ülkemizdeki ilk yapı denetim şirketini kurmuş bir uzman olarak birkaç önemli hususu yetkili kişi ve kurum yöneticilerine hatırlatmak istiyorum. “Bir musibet bin nasihate bedeldir” sözünden ders çıkartarak 1999 depreminden sonra doğru kararlar alınmış, yapı denetim yasası çıkarılmıştır. Dikkat edilecek olursa oluşan depremlerde, yapı denetim yasasına tabi olan binalarda çökme olmamıştır. Yıkılan binalar eski yapılardır. Bu yapılar için kentsel dönüşüm yasası çıkarılması doğru bir karardır. Bu yasa yurt sathında belediyeler tarafından uygulanmakta ise de yeterli seviyede olmadığı depremlerde meydana gelen mal ve can kayıpları ile anlaşılmaktadır. 

T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın zaman-zaman açıkladığı rakamlara bakıldığında Kentsel Dönüşüm ile yenilenen binaların sayısı riskli binaların sayısına oranla çok düşüktür. İnsanlarımız riskli binalarda yaşamaya devam etmekte ve bu insanlar bir nevi ölüme terk edilmiş durumdadırlar. Tabi ki Ülkemizin ve ailelerimizin mali imkânları işi istenilen seviyeye ulaştırmaya müsait değildir. Toplu konut yapımında Bakanlığımızın, T.O.K.İ. ve Belediyelerimizin başarılı çalışmaları maalesef yeterli olmamaktadır. Bu iş özel sektördeki müteahhit firmalar için cazibeli hale getirilmediği sürece riskli binaların yenilenmesi uzun zaman alacaktır. Bunun tek çözümü il ve ilçelerde imar alanlarının değiştirilmesi, Kentsel Dönüşüm’ün parsel bazında değil, ada bazında ele alınmasıdır. Yapı Denetim ve Kentsel Dönüşüm yasa ve yönetmeliklerinin aksayan taraflarının düzeltilmesi ile ve uygulamaların hızlandırılması ile bu iş çözülebilir.

Her şeyden önemlisi de tabi afetlerden sorumlu kurum ve kuruluşlar kurulacak Tabi Afetler Bakanlığı’na bağlanmak sureti ile tabi afet olduğunda bu iş az zararla atlatılmış olur. Bu köşede defaat ile tekrarladığım gibi tabi afet kriz masası oluşturarak harekete geçilmesi ve her kafadan bir ses çıkması, işi zorlaştırmaktadır. Tabi afetler, büyük can ve mal kayıplarına sebebiyet vermekte, Milletimizi üzmekte ve psikolojisini bozmaktadır. Böylesine önemli bir konu tek başına bir bakanlık tarafından ele alınmalı, Hocamızın sözünde ifade edildiği gibi mümkün olan zamanlarda bu bakanlık projeler üretmeli ve tabi afetlerde oluşabilecek zararları asgariye düşürebilmelidir. Bu depremde T.V. ekranlarında izlediğimiz gibi bazı bölgelerde ihtiyaçtan fazla kurtarma ekipleri ve vatandaşlar, başlarında sevk ve idare edecek uzman olmadığından fayda yerine zarar vermekte bazı bölgelerde ise vatandaşların çaresiz bırakıldığında müdahale edilmektedir. Bu tür alışkanlıkların yaşanmaması için tek bakanlık tarafından çalışmaların yürütülmesi daha başarılı olacağı kanaatindeyim.

Bütün eksiklik ve hatalara rağmen bu depremde hükümetimiz başta olmak üzere yurt-içi ve yurt-dışından gelen kurtarma ekiplerine, seferber olan gönüllü vatandaşlarımıza hürmet ve şükranlarımızı ediyor, bizlere düşen görev ise dualarımızla ve maddi yardımlarımızla destek vermenizi gönülden diliyorum.

Milli yas ve olağanüstü hal kararı yerindedir.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi