Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: 65 yaş üstü dahil 83 bin 430 hacı adayımızı kutsal topraklarda ağırlayacağız

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: 65 yaş üstü dahil 83 bin 430 hacı adayımızı kutsal topraklarda ağırlayacağız
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Hac kontenjanında salgın öncesi duruma dönüldü. 65 yaş üstü dahil 83 bin 430 hacı adayımızı kutsal topraklarda ağırlayacağız." ifadesini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu yıl 65 yaş üstü dahil 83 bin 430 hacı adayının kutsal topraklarda ağırlanacağını bildirdi.

2023 Yılı Hac Organizasyonuna ilişkin temaslarda bulunmak üzere Suudi Arabistan'da bulunan Erbaş, Cidde'de Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia ile bir araya geldi.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun ile Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Remzi Bircan'ın da hazır bulunduğu toplantıda, 2023 Hac Organizasyonuna yönelik birçok konu ele alındı.

Erbaş, toplantının ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Elhamdülillah Beytullah'tan milletimize selam gönderiyorum. Hamdolsun hac kontenjanında salgın öncesi duruma dönüldü. Dolayısıyla bu yıl 65 yaş üstü dahil, 83 bin 430 hacı adayımızı kutsal topraklarda ağırlayacağız inşallah. Milletimize hayırlı, mübarek olsun." ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Mekke'deki Türklerle bir araya geldi

Bu arada, 2023 yılı Hac organizasyonu ile ilgili Suudi Arabistan'ı ziyaret eden Erbaş, umre ziyareti için Mekke'de bulunan Türk vatandaşları ile bir araya geldi.


Erbaş, burada yaptığı konuşmada, Allah'ın, İslam nimetiyle insanlığı müşerref kıldığı yerde olduklarını belirtti. Erbaş, şunları söyledi:

"Bizler elbette bu İslam nimetinin şükrü, onu en güzel şekilde öğrenmek, yaşamak ve insanlığa tanıtmak yani tebliğ etmek ve onu en güzel bir şekilde temsil etmek için buradayız. İbadetler daha iyi Müslüman olmayı sağlayan vesileler ve vasıtalardır. Tüm umrecilerimizin ibadetlerinin kabul olmasını niyaz ediyorum. Kur'an-ı Kerim'in nazil olmaya başladığı bu topraklardaki her dakikamızın Peygamber Efendimizi hatırlayarak, heyecan içerisinde geçirilmesi gerekiyor. O, Veda Hutbesi'nde öyle güzel miraslar bıraktı ki, onları hatırlayalım. Arafat'a ziyarete gittiğimiz zaman, oralarda hem Peygamberimizin hem Hazreti İbrahim'in, Hazreti Adem'in, Hazreti İsmail'in, Hazreti Hacer validemizin hatıralarını sadece hatırlayıp geçmeyelim, onları içselleştirelim. Bundan sonra son nefesimize kadar Hazreti İbrahim'in fedakarlığını, vefasını, Hazreti İsmail'in, Hazreti Hacer validemizin teslimiyetini, Hazreti Muhammed aleyhissalatü vesselam Efendimizin bütün insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için taşıdığı o vasıfları hatırlayalım ve onlarla vasıflanmaya gayret edelim."

"Hayatımızı Kur'an-ı Kerim'e göre tanzim etmek zorundayız"


Hz. Peygamber neyin mücadelesini verdiyse Müslümanların da onun mücadelesini vermesi gerektiğini vurgulayan Erbaş, şu ifadeleri kullandı:


"Küfre, şirke, sömürüye karşı nasıl mücadele etti, yalana dolana, iftiraya, dedikoduya, gıybete karşı nasıl uyarılarda bulundu ise biz o uyarılara kulak verelim. Önce uyalım, sonra başkalarını da o kötülüklerden uzak tutmak için birer rehber olalım. Buradan dönerken çok farklı bir şekilde döneceğiz inşallah. İslam'ı yaşama ve İslam'a davet etme noktasında umreye gelmeden öncekine göre daha tazelenmiş, daha yeni şeyler öğrenmiş ve bundan sonra Peygamber Efendimizin ümmeti olmaya daha layık bir şekilde yaşamaya söz vererek buradan gideceğiz."


Cahiliye döneminde, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü ve insanların pazarlarda köle olarak satıldığını anımsatan Erbaş, Hz. Peygamberin cahiliyeden asr-ı saadete geçilmesine vesile olduğunu, bir ahlak ve medeniyet inşa ettiğini dile getirdi.

"Burası, Peygamber Efendimizin şirkin kökünü kazıdığı, tevhidi ilan ettiği yerdir" vurgusunu yapan Erbaş, Hz. Peygamberin şirki ortadan kaldırdığına ve dünyayı tevhit ile tanıştırdığına dikkati çekti.

Müslümanlar için Kur'an-ı Kerim ve sünnetin önemini belirten Erbaş, "Kur'an-ı Kerim'i okumasını bilmeyenler öğrenmeye niyet etsinler ve başlasınlar, okuyanlar anlamaya çalışsınlar. Kur'an-ı Kerim yaşanmak için gönderilen bir kitaptır, hayat kitabımızdır. Hayatımızı Kur'an-ı Kerim'e göre tanzim etmek zorundayız. İnşallah bu umre bunun için de bir dönüm noktası olacak. Bu mukaddes topraklar bugüne kadar Kur'an'a yönelik birtakım kusurlarımız, eksiklerimiz varsa onları da tamamlamaya yönelik söz verme yeridir, bunu da aklımızdan çıkarmayalım." değerlendirmesinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.