Bülent Uğur'un Azerbaycan Gözlemleri (1)

Bülent Uğur'un Azerbaycan Gözlemleri (1)
Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin kutlamasına gazetemizi ve ülkemizi temsil etmek üzere davet edilen yazarımız Bülent Uğur, Azerbaycan gözlemlerini sizin için derledi.

2005- 2010 tarihleri arasında diplomat olarak bulunduğum Azerbaycan’a, 12 yıl sonra bu defa gazeteci-yazar olarak gittim. Diplomatlık dönemime ilişkin anı ve gözlemlerimi önce gazetemizde bir yazı dizisi olarak yayınlamış, ardından da “Gazetecinin Diplomasi Defteri” adıyla bir kitap haline getirmiştim.

Bu sefer Azerbaycan’a yaklaşık 2 haftalık bir ziyarette bulundum. Ancak bu süre ne nostaljik gezi yapmam için ne yeni yapılanları görmek için ne resmi ziyaretler için ne de dostlarımız ziyaret için yetmedi. Gördüm ki ben Azerbaycan’da 5 yıl boyunca sadece çalışmamış çok sayıda dost biriktirmişim. Zaten yaşamın en büyük zenginliği de bu değil mi?

Bakü’yü anlatmaya kelimeler yetmez. Bu nedenle kısıtlı olan bir bölümde ancak daha önce yayınladıklarımız arasında olmayan yeni yerler ve restore edilen yerlerle birlikte Bakü’nün modernliğini sizlere yansıtmaya çalışacağım.

NOSTALJİK ŞEHİR - MODERN BAKÜ

Yıl 2022, Azerbaycan’ın tüm şehirlerinde görülen gelişim ve modernleşme Bakü’de ziyadesiyle hissediliyor.

Ülke yönetiminin ve şehir planlamacılarının yaptığı doğru işlerden birisi de şehrin nostaljik görüntüsünü korurken modernleşmesi. Bunun için eski yapıları aslına uygun restore etmeye özen göstermişler. Bu yetmemiş yeni yapılarda sarı renkli eski yapı görüntüsü veren Bakü taşını kullanmışlar. Modern mimari özelliği taşıyan binalar ise bir başka güzellik oluşturuyor. Bütün bunları yaparken geniş parkları korumuş ve peyzaja önem vermişler. Çok sayıda yeni ve geniş yol ile köprüler yapılmış. Çok iyi tanıdığım Bakü trafiğini bu kadar yeni yolda yeniden hafızama kazımakta zorlandım. Önemli yollar üzerinde gece ışıklandırması yapılmış. Binaların güzelliğine bazı binalarda Azerbaycan bayrağının güzelliği de eklenmiş. Hatta Türkiye bayraklarına da çok sayıda rastladım. Bu güzellikler arasında giderken kendinizi modern bir şehirde hissetmenin zirvesini yaşıyorsunuz.

Haydar Aliyev Prospekti ismi verilen havaalanı yolunda, yolun iki kenarı duvarlarla örülerek varsa arkasında istenilmeyen görüntülerin görülmesi engellenmiş. Işıklandırma ve süslemelerle de güzel görüntü tamamlanmış.

Bakü’de petrolün ilk çıktığı bölgelerden birisi “Kara Şehir” olarak anılıyordu. Burası tamamen değişmiş. Petrol artık buradan çıkmıyor. Petrolün verdiği tüm karalık yok edilmiş ve bölge tümüyle beyaza bürünmüş. Bölgenin yeni adı da “Ağ Şehir” yani “Beyaz Şehir” olmuş.

İçeri Şehir denilen ve Bakü’nün merkezinde olan kale içerisindeki bölge, tamamen restore edilmiş. Bir tane dahi yenilenmemiş bina göremezsiniz. Cuma Camisi, Muhammed Camisi, Yeraltı Hamamı restore edilenlerden sadece bazıları. İçeri Şehir’de çok sayıda restoran, kafe ve bar bulunmakta. Şirvanşahlar Sarayı, Kız Kalesi ve Azerbaycan basınının kurucusu kabul edilen Zerdabi’nin bir heykeli İçeri Şehir’de yer alıyor. İlgimi çeken bir müze de Minyatür Kitaplar Müzesi oldu. Burada Atatürk’ün “Nutku” da yer almakta.

Targovi denilen şehrin merkezinde yer alan bizim İstiklal Caddesi’nin benzeri olan turistik bölge, restore edilen ve tümüyle ışıklandırılan yerlerden birisi olmuş.

Halı Müzesi eski yerinden kaldırılmış farklı bir mimari ile yapılmış ve üzeri halı deseni ile süslenmiş bir binaya taşınmış. Bölgenin zengin halı çeşitlerinin sergilendiği müzede 17.yüzyıldan halı dahi bulunmakta.

Haydar Camisi, şehrin her yerinden görülebiliyor. Oldukça büyük olan cami son teknoloji kullanılarak inşa edilmiş.

Modern mimariler arasında; Haydar Aliyev Merkezi, Alev Kuleleri, Deniz Mall, Mugam Merkezi ve çok sayıda yüksek ve farklı mimaride inşa edilmiş bina var.

KARABAĞ SAVAŞI’NDAN

İkinci Fahri Hiyaban

Karabağ Savaşı şehitlerinin defnedildiği bir şehitlik. Buraya daha girdiğiniz andan itibaren yoğun bir duygu akımına kapılıyorsunuz. Kendinizi ne kadar tutsanız da bir noktada film kopuyor. Benim kopuş noktam, bir şehidimizin mezarında evladının oyuncaklarını görünce oldu. Bu satırları yazarken bile o duyguları yaşıyorum.

Harbi / Askeri Ganimetler Parkı

Oldukça büyük bir alanda, 44 gün süren ve 8 Kasım 2020’de Azerbaycan’ın büyük zaferiyle sonuçlanan Karabağ Savaşı sırasında Ermenilerden ele geçirilen veya onların savaş alanında bırakarak kaçtıkları askeri silah ve teçhizattan oluşan bir sergi oluşturulmuş. Burası bir açık hava müzesi şeklinde dizayn edilmiş.

Parkta çok sayıda; tank, uçak, helikopter, zırhlı araç, top, füze atar, füze, bomba, silah ve diğer askeri teçhizatlar sergilenmiş. Benim en çok ilgimi çeken terk edilmiş bir Ermeni karargahının da olduğu gibi sökülerek getirilip burada sergilenmesiydi. Karargahta bir birlikte bulunması gereken her şey var. Komutan odası, yatakhane, yemekhane, erzak odası geçiş koridorları v.b. Hatta sergilenenler arasında Ermenilerin haritası ve idollerinin resimleri dahi vardı. Bunları gördüğümde, bunları dahi sergileyen Azerbaycan için “İşte özgüven, işte Azerbaycan, işte Türk milleti” dedim.

SANATSIZ VE DOSTLARSIZ BAKÜ OLMAZ

Bakü’ye giden her kişinin mutlak yapması gereken şeylerden birisi de Azerbaycan’ın sanatsal etkinliklerine katılmak olmalı. Çünkü Azerbaycan müziğinden, klasik müziğe kadar dünyanın her tür müziğinin en kaliteli bir şekilde ifa edilişine şahit olacaksınız. Ben de bu kısa sürede uluslararası bir Caz Festivali’nin bir konserine katıldım. Gençlerin caz sunumları oldukça etkileyiciydi. Azerbaycan’ın ünlü bestekarı Fikret Emirov’un 100. Doğum yılı nedeniyle düzenlenen bir konsere davet edildim. Bu konserde bildiğimiz çok sayıda eserin Fikret Emirov’un olduğu iyice beynime kazındı. Akşamları birçok katıldığım programda farklı sanatçıların çaldığı ve seslendirdiği parçalar beni benden aldı her seferinde.

Bakü’de Azerbaycan Matbuat Şurası (Basın Konseyi) Başkanı dostum Reşat Mecid ile eski başkanı ve yeni Halk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni dostum Eflatun Amaşov’u ziyaret ettim ve eski günleri andık. Ziyaretime yapabildiğim ölçüde gazete genel yayın yönetmenleri ziyaretlerini ekledim. Büyükelçilikteki eski ofisimde, halefim Hüseyin Altınalan ile tanıştım eski personelim Reksane’yi gördüm. Büyükelçimiz Cahit Bağcı’ya nezaket ziyaretinde bulundum. Bazı dostlarımı ve mekanlarını ziyaret ettim. Mustafa Yaman kardeşimin kendi elleriyle yaptığı çiğ köftesi ile özlem giderdim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özel Haber