ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

BİR EKSİK BİR FAZLA

Müthiş bir taraftar grubu vardı tribünlerde. Hınca hınç doldurmuşlardı stadı. Onlar yerlerinde, futbolcularda sahada hazırlardı Sivas maçına. Fenerbahçe hiç Avrupa yorgunu değil gibiydi. İlk düdükle beraber gol için bastırmaya başladılar. Esas Sivasspor'du Avrupa yorgunu olan.

Rıza hoca ve oyuncuları Avrupa grubu maçlarına kötü başlamışlar ancak son karşılaşmanın ardından birincilik kürsüsüne çıkmayı başarmışlardı. Karşılaşmanın başında Sivasspor sakin kalıp güçlü rakibini karşılamak istedi. Kısıtlı kadro yapısı itibariyle ekonomik oynamak zorundaydı Yiğidolar. İlk 20 dakika biterken, oyunun temposuna kendisini uyduramayan iki karakter vardı. İlk kaleci Şasal'dı. Oyunu sürekli soğutma derdindeydi. Bu süre zarfında Fenerbahçe iki frikik atışı kullandı. İlk frikik atışında Caner o kadar çok itiraz etti ki hakem Göçek'e elleri ve kollarını kullanarak, kesinlikle sarı kart görmeliydi. İkinci serbest vuruş olduğunda, sanırım hakem Caner 'e sarı kart gösterememesinin acısını Erdoğan'dan çıkardı ve sarıyı ona gösterdi. Bu arada sarı lacivert kaleci kazağını taşıyan Altay ilk yarım saat sonlanırken, iki mutlak gol pozisyonunda Yatabare'yi pasifize etti. Hemen ardından yüreklerin ağıza geldiği pozisyonda Saba'nın vuruşu üst filelerle buluşup kornere çıktı.

Devre biterken Fenerbahçe ilk 20 dakikada, Sivasspor da sonraki 15 dakikada etkili göründüler. Uzatmalarla beraber son 15 dakikada oyun öylesine gecti. Bakalım Jesus ikinci yarıyı nasıl planlayacaktı? Bana göre sarı kartlı Mor yerini Rossi'ye bırakmalı, orta sahaya Zajc takviyesi yapılmalıydı en azından.

FUTBOLUN CİLVESİ: KIRMIZI KART ve PENALTI

Jesus'un futbolcularına güveni tam olmalıydı ki oyuncu değiştirme gereği duymadı devre başlarken. Batshuayi aklını yitirmişcesine kendini attrınca acaba bu maç gider mi diye düşündü bir çok Fenerbahçeli. Ama hayat kadar futbol da sürprizlere gebeydi. İrfan'n Alioski'ye şahane pası penaltıyı getirince, rüzgar bir anda terse döndü. Fenerbahçe öne geçti Valencia'nın penaltı golüyle. Takımda bir eksiğe rağmen kendini farklı şekilde formatlayınca bir eksik gibi değil, bir fazla gibi oynadılar son düdüğe kadar. 

Hocalar oyuncu değişikliklerini sarı kartlı futbolcularından yana kullandılar. Ancak devre biterken yorumladığım gibi Fenerbahçe sahada eksik olmasa bile, Jorge'nin ilk tercihleri Rossi ve Miha olmalıydı ve öyle de oldu. Jesus kenardan sağlam fırça atmış olmalıydı oyuncularına ki hücumda bir pozisyonu harcayan İsmail o fırçadan nasibini alanlardandı. Fenerbahçe'li oyuncular bir eksik olmalarına rağmen kendilerini aştılar, can siparene mücadele ettiler, canlarını dişlerine taktılar ve kazanmayı hak ettiler.

Gecenin Notu: Jesus'un İsmail'e yaptığı sert konuşma tarzını tüm Türkiye gördü sanırım. Ve mutlaka birçoklarımızın aklına Obradovic - Sloukas sahneyi geldi ister istemez. Bir futbol takımında teknik direktörün ağırlığının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seren bir mücadeleydi Kadıköy'deki randevu.

Kürsüye Kimler Çıktı? Tartışmasız Jesus diyeceğim. 10 kişilik takımına adeta 12 kişilik oyun oynattı çizgi arkasından verdiği direktiflerle. Fenerbahçe taraftarını da unutmamak gerekir. Her an oyunun içindeydiler ve takımı son ana kadar ittiler. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ASIM ÇALIK Arşivi