CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

BEYHUDE MUHALEFET !

De Facto” baskılı  alışveriş torbalı adam, girdiği marketten bir paket maden suyu aldı. Kızılay  markasını özellikle seçtiğine göre, adamın yerli ve milli olduğunu ve  okur yazar, belli bir entelektüel birikimi olduğu anlaşılıyordu . 

Adam ortanın biraz üzerinde bir boyu, büyük bir göbeğe sahipti. Tombul, kıllı bileğine taktığı iri  kol saatinden modayı  takip ettiği, bu hususta  gençlerden aşağı kalmadığı açık.

Toparlarsak, atmış, atmışbeş yaşlarında ,  kirli  eşortman  takımıyla gezen, iri bir gövdeye sahip ablak suratındaki yorgun gözleri karanlık ; başının orta yeri harman sonu gibi dökülmüş  darmadağınık saçı,   karmakarışık sakalı, yürüyüş ayakkabısıyla hemen her gün, semtimizde görünürdü. 

Yaz sıcağında  camii duvarındaki banklara oturur, yanına  baskılı pazar torbalarını koyardı. Kimseyle yanyana gelmez kimseyle konuşmazdı.   

Yazın, sıcakta bunalmış bir yolcu gibi boş bir bankta  duraklar iki buçuk litrelik kola şişesini kafasına dikerdi.   Sözde  otobüs bekleyen bir yolcu havası veriyordu  kendisine.  Akşam işten döndüğümde adamı aynı bankta otururken görürdüm. 

Adamın okur yazar, belli bir entelektüel birikime, milli ve yerli bir zihniyete sahip olduğuna dair bazı öngörülerimi arz etmiştim. Ne var ki, sürekli bir konuda açık veriyordu. Hemen her gün iki buçuk litrelik Coca Cola  içiyordu!  

Karanlık bastırınca kalkıp torbalarıyla  aşağılardaki küçük bir sokakta kayboluyordu.

Bu akşam aşağı markete indim. Baktım, “de facto”  torbalı adam gene markette . Bir paket maden suyu aldı. Pazar torbasına koydu. Tereddütsüz bir elli lira çıkarıp tezgahtara verdi. Üzerini alıp dışarı çıktı.   

Dışarıda hava zehir gibi soğuktu. Adam ağır aksak bir torbası elinde, bir torbasını sırtına heybe gibi atmış ağır ağır ana caddeye doğru  yürüdü.

Kimdi bu adam? 

Bana göre, bir devlet dairesinden emekli veya usulsüzlüğe karışmış olmaktan  kovulmuş  bir memurdu... 

 Adamın  maden suyu içmek üzere camii önündeki banklardan birine yöneldiğini gördüm. Bu soğukta oturup maden suyu içecekti !..

Bir keresinde yaz günüydü;  adamın bir telefonda bir yakınıyla konuştuğunu, karşı taraftakiyle araya mesafe koymak istediğini  duydum. Adresini vermek istemiyordu. Durumu iyiydi?..

Eve uğrayıp dışarı çıktım. 

Baktım adam  torbalarıyla  karşı kaldırıma geçiyor.  

Adımlarımı yavaşlattım. Adam otobüs durağının arkasına geçti. Torbalarını indirdi. Mezarlık duvarına doğru işedi. 

Markete indim. Fiyatları inceledim. Fiyatların  kılı kıpırdamamıştı. Fiyatlar  gene çok yüksekti. Kendi kendime; bu herifler yüksek kardan   kolay  kolay vazgeçerler mi? diye düşündüm. 

Bana göre, hali hazır sistemde , hiçbir azarlama, tehdit ,ceza vs. bu ahlaksızları bu haksız kazançtan vazgeçiremez. İktidar  batının demokratik, hukuk sistemi içinde  eli kolu bağlı, muhalefet köstek!  Muhalefet yakında yapılacak seçimin derdinde.  Halk ise  bu duruma son derece kızgın…

Tezgahtar kız  adama baktı. Adam kola için yirmibeş lira verdi, elli liranın üzerini aceleyle cebine sokuşturup dışarı çıktı. 

Kıza garip duygular içindeydi. Mimiklerinden sanki bir şeyler söyleyecekti. Söyleyemiyordu . Üzerinde durmadım,  dışarı çıktım.  

Duruma bakılırsa  adam  kolasını her gün buradan   alıyor, sakalını kaşıyarak torbalarıyla ara bir sokağın karanlığında kayboluyordu.

Ülkemde yerli ve milli  iktidar  , emperyalist sistemden yakasını kurtarmaya çalışırken içerideki yerli işbirlikçiler, zincir marketler, haksız kazanç sahipleri ,muhalefet  ayağına dolaşıyordu. Batıdan medet uman muhalefet  iktidarı devirmek için   ABD, İngiltere ve Almanya’ya ziyaretler yapıyor… 

Muhalefetin gözleri kapalı, kalpleri yok. Muhalefet; beyhude muhalefet !

Eve doğru yürüdüm…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
CEMAL KARABAŞ Arşivi