NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

Bayan mı, kadın mı?

Son yılların en çok tartışılan iki sözcüğü Bayan/ Kadın…

Tartışma dil bilimcileri arasında ciddi boyutlarda…

Gazi Kemal Eğitim ve Kültür Derneği Genel Başkanı Kürşad Emre ÖĞRETMEK, bayan kelimesini savunurken, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nevzat Özkan, bayan sözcüğünü dışlamamakla birlikte "kadın" sözcüğünün kullanımı yönünde ağırlık kullanıyor. Özkan, kadın örgütlerinin son zamanlarda sık sık gündeme getirdiği "bayan değil kadın tanımlaması daha doğru" söylemlerine yanıt verdi. Özkan, kadın örgütlerinin dile getirdiği 'bayan' kelimesinin aslında isimlerin önünde sıfat olarak kullanıldığı gerekçesine hak verdiğini, ancak 'bayan' kelimesinin kullanımında ifade edildiği üzere herhangi bir kasıt olmayacağını söyledi. 'Kadın' kelimesinin köken itibariyle 'hatun' ya da 'katun' sözcüklerinden geldiğini ve bir cinsi tanımladığını belirten Özkan, 'bayan' kelimesinin dilimize yerleşme nedenini cumhuriyet yıllarında bazı kelimelere Batı anlamlı karşılık aranmasına bağladı. Özkan, "O dönemde kelimelere Batı anlamlı karşılık aranırken özellikle Fransızca 'mösyö' ve 'madam' sözcüklerine karşı 'bay' ve 'bayan' sözcükleri türetilmiştir. 'Bay' kelimesi Türkçe'de zengin, varlıklı, soylu kimse demektir, 'bayan' kelimesi ise sonuna an eki getirilerek türetilmiştir.

Gazi Kemal Eğitim ve Kültür Derneği Genel Başkanı Kürşad Emre ÖĞRETMEK ise "Bayan" sözcüğünü savunurken son derece sert. Öğretmek'in Facede yayınladığı makale ise şöyle; Bir de "Bayan değil kadın!" diye bir tepki, bir laf çıktı son zamanlarda. Kim çıkardı nereden çıktı bilmem ama bu saygın kelimenin yani BAYAN kelimesinin geçmişini benden öğrenin isterim.

Atatürk ilke ve inkılaplarının en önemli özelliklerinden biri ayrıştırılmış toplumu millet haline getirme ve eşit yurttaş yapma amacıydı.

 Bu ilkelerin uygulamalarından biri olan soyadı kanunu tüm yurttaşlara; zengin fakir, müslüm gayri müslim, zümre mensubu veya bir gariban olsun ayırd  etmeksizin eşit insan haline getirme çabasıydı.

 Daha da ötesi bazılarının ben soyluyum, ben seçkinim, ben daha üstünüm iddiasını  bir hamlede boşa çıkaran herkesin soyunu bilmesini sağlayacak bir uygulama başlıyor idi

Daha da ötesi bu kanunla birlikte efendi, hacı, hoca, efendi  gibi lakaplar da kaldırılıyordu.

 (Bugün kendisine efendi dedirtenlerin ülkeye verdiği zararı hep birlikte yaşayarak görüyoruz.) 

Tam bu noktada, tek bir hitap getirilmiştir.

  Bundan böyle erkeklere BAY, kadınlara BAYAN diye hitap edilecektir. Ayrımsız. Toplumun tüm erkekleri ve toplumun tüm kadınlarına  eşit hitap getirilmiştir. Peki neden BAY ve BAYAN kelimesi seçilmiştir? İşte asıl maharet işte asıl incelik buradadır. 

Önce şu bilgiyi vermekten onur duyarım;

Orhun Yazıtları 1893'te  Danimarkalı dilbilimci Thomsen tarafından çözülür.

Osmanlı devleti bu çalışmalarla pek ilgilenmez. Ama sağolsun Şemsettin Sami, kişisel olarak bu çalışmaları elinden geldiğince İstanbul'a taşır. Onun çalışmalarını da Necip Asım Yazıksız devam ettirir.

Koca Osmanlı'da başka ilgilenen yoktur. Atatürk ise Necip Asım'ı takip eder ve onun eserlerinden Orhun Anıtlarını okur.

Okuyan bir lidere bir öndere sahip olmanın güzelliği burada da kendini gösterir. Şimdi konumuza tekrar dönelim.

Orhun Anıtlarında Bilge Kağan Doğu Yüzü 23'ün sonunda şu cümle yazar. "çıgan bodunug  BAY kıldım." Yani günümüz Türkçesi ile "Fakir halkı zengin kıldım (yaptım) der. Evet.

BAY kelimesi özbeöz Türkçe kelimedir. Hiç bozulmadan gelmiştir. ZENGİN demektir.

Atatürk, Bilge Kağanın bu sözünden hareketle, 1910'dan 1922'ye kadar 12 yıl aralıksız savaşıp fakir ve bitap düşen

Türk Halkına, soyadı kanununu hediye ederken, halkın üstünde tahakküm kuran daha önceden zengin ve seçkin olan tüm hacıları, yobazları, efendileri, hanedanları, kendini halkın üstünde tanımlayan soyluları bir kalemde darmadağın etmiş, fakir Türk halkını BAY kılmıştır.

Erkeklere BAY kadınlara BAYAN diye hitap edilmesini en uygun hitap tarzı olarak benimsetmiştir.

BAY ve BAYAN kelimeleri buradan gelmektedir.

Övünerek kullanılması gerekilen bir hitap tarzı iken "Bayan değil kadın!" tepkisinin Türk ve Atatürk düşmanları tarafından bilinçli bir şekilde bilinçsiz kadınlarımıza aşılandığını düşünüyorum.

Oysa tartışmanın temeli sosyal yaşamda yıllardı "bayan" sıfatının kötü kullanımı ile ilgili. Son yıllarda bazı art niyetli kişilerin art düşünceli davranışları ve çirkin bir yöntem için kullandıkları bir sıfat nedeniyle bu sözcük irete bir ifade şekli aldı.

Kimi zaman sosyal yaşam bilimsel tartışmaların önüne geçer ve dil bu yönde değişime uğrar gelişir…

 Bu böyle biline..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NURAY ÇAĞLAR Arşivi