Yıl 1989 öncesi...

Bakırköy Akıl Hastanesi’nin ünlü başhekimi Dr. Yıldırım Aktuna...

Dönem ANAP dönemi...

Yani sağ bir iktidar koltuklara büyük çoğunlukla hâkim...

İstediği yasalar bir çırpıda geçiyor...

Aktuna iyi arkadaşımdı, Allah rahmet eylesin...

Arkadaşlığım da vefat edene kadar sürdü...

Bir gün beni arkadaşımın yönlendirmesiyle Ahmet M. adlı bir kişi ziyarete geldi...

Cibali Tütün Fabrikası’nda eksper olduğunu ifade etti...

Elinde nostaljik “Gelincik”in karton kutu sigarası vardı...

Sevdiğim arkadaşımın gönderdiği Ahmet M.’yi dinlemeye başladım...

Anlatmaya başladı:

“Eşim Bakırköy Akıl Hastanesi’nde hemşire. Kendisine başörtüsü yüzünden sürekli baskı yapılıyor. Sayın Aktuna sizin arkadaşınızmış. Bir çözüm bulabilir miyiz?”

Bu sözler üzerine hemen Aktuna’yı aradım. Elmas M. adlı hemşire hanıma başörtüsü yüzünden baskı yapıldığını söyledim.

Rahmetli Aktuna bana, “Zafer Elmas hanımı tanıyorum. Başörtülü işe gelip çalışması yasal değil. Yapabileceğim tek şey, ya peruk takacak ya da başının açık kalmasının sağlık açısından sakıncalı olduğuna dair heyet raporu alacağız. Başka çözümü yok” dedi.

Ben de bu durumu Ahmet M.’ye aktardım. Zaten benim yanımdaydı, Aktuna ile görüşmeme şahit olmuştu...

Daha sonra Aktuna’nın aktardığı yöntemle Elmas hanımın başörtüsü sorununun çözüme kavuştuğu öğrendim...

O tarihler de sağ iktidarlarda bile bu tür sorunlar vardı...

Neden mi?..

Kenan Evren diye bir diktatör devletimizin başındaydı da ondan!..

***

Bu anımı niye anlattım?..

Bir söz vardır ya...

“Demokrasilerde çareler tükenmez!”

Çok doğru...

Yıllar sonra 1989’da SHP’den Bakırköy Belediye Başkanı seçildi Aktuna...

1991’de Doğru Yol’dan Kadıköy’den milletvekili seçildi ve Sağlık Bakanı oldu...

2003 yılında da Liberal Demokrat Parti’ye gitti...

29 Eylül 2007’de 77 yaşında kanserden vefat etti...

Pratik zekalıydı, çözüm konusunda oryantalisti...

Kendisiyle çok anım var...

***

Bir zamanlar güreşle yakından ilgilenen unutulmaz polis müdürlerinden ve eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın da yakınında olan Ahmet M., sonraları çok kolay yoldan köşeyi döndü...

Prof. Dr. unvanını elde eden Ahmet M., kendisini “Bitkilerin Efendisi” ilan etti...

Doğal çamaşır “deterjanı” bile yaptı!..

Bu millet de sormadı, “deterjan”ın doğalı nasıl oluyor diye?..

Sürekli iktidarların yanında yer aldı...

Şu anda da “Prof. Dr.” unvanıyla aynı zamanda Akit gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor...

Tabi, “Bitkilerin Efendisi” olarak servetini de katlıyor...

Ben bilseydim, memuriyette kalmayıp, kısa yoldan paraları kapmak için her yolu mübah göreceğini Ahmet M. ile görüşmezdim...

Ben bir hanımefendinin yaşam tarzı konusunda mağduriyetini çözmek için arabulucu olmuştum!..

Yine de olurum...

Çünkü, her koyun kendi bacağından asılır...

İşte “başörtüsü” böyle hassas bir denge...