İstanbul'un en büyük sorunu çarpık yapılaşma!

İstanbul'un en büyük sorunu çarpık yapılaşma!
Bu çarpık yapılaşmanın en büyük suçlusu önce biz... Sonra da buna sebep olan yöneticilerimiz... Anlayacağınız çuvaldızı önce kendimize sokalım. Hala çok katlı binalar yapıyoruz, kentimizin çevresinde banliyöler oluşturmuyoruz... Toplu taşım son yıllarda zirve yapsa da yine de yeterli değil... Bu da bizleri işyerlerimize yakın yerlerde yaşamaya itiyor... * Ayşe ÇENGEL (Ev Hanımı): “86 yaşındayım, doğma büyüme İstanbul'luyum. Hatta Yenikapı'lıyım. Eşimi de kaybettim. 75 yıl öncesinin İstanbul'

Ali Can SEVEN

Mega kentimiz İstanbul"umuzun en büyük sorunu ne?” diye sorsalar, hep birlikte, “Çarpık yapılaşma” diye bağırırız...

Peki, bu çarpık yapılaşmanın en büyük suçlusu önce biz... Sonra da buna sebeb olan yöneticilerimiz... Anlayacağınız çuvaldızı önce kendimize sokalım.

Göç aldıkça ülkemizin değil, dünyanın mega kenti İstanbul"umuz, yaşanılacak yer olmaktan çıktı... İstanbul"un tabi ki, taşı toprağı altın! Ama, kime?.. Taşı ve toprağı olanlara... Emlak fiyatlarına yetişemeyen İstanbul"luların büyük bir kısmı gecekondularda ve varoşlarda ikamet ediyor...

Çarpık yapılaşma nedeniyle dünyanın incisi İstanbul"umuzun boğazı olmasa, yaşanacak yer olmaz kanaatindeyim...

Hala çok katlı binalar yapıyoruz, kentimizin çevresinde banliyöler oluşturmuyoruz... Toplu taşım son yıllarda zirve yapsa da yine de yeterli değil... Bu da bizleri işyerlerimize yakın yerlerde yaşamaya itiyor...

Çarpık yapılaşmanın en büyük nedeni, arsaların parsel halinde kalması, imarlı hale getirilmemesi... Bunun en büyük suçlusu da yerel yöneticilerimiz... 2004 yılında çıkan yasa önemli bir ölçüde kaçak yapıları engellemiş olsa da hala varoşlarda, gözlerden uzak yerlerde yapılaşma devam ediyor...

İstanbul"umuzun en acı gerçeği de “iskan müsaadeli” konut sayısının azlığı... Yapı stoğumuzun neredeyse yüzde 80"i “iskan” müsaadesiz...

Bu konuyu, bir de İstanbul"lu hemşerilerime sordum, “Çarpık yapılaşmadan memnun musunuz?” diye...

Bir Allah"ın kulu “evet” demedi, ama yapmaya da gayret ediyor...

İstanbul"luların çarpık yapılaşma hakkındaki görüşleri şöyle:

Fahri GÜNDÜZ (Müteahhid): “Uzun yıllardan beri günümüze taşınan göz yummalar, kanun ve nizam tanımamazlığımız, mega kenti işte bu hale getirdi. Bir şehir master planı olmadan gelişi güzel yapılaşıyorsa, işte bu garabete katlanmak demektir. İlçe belediyelerin oy kaygısı, adam korumacılığı, bizi bu günlere taşıdı... İstanbul"umuzda yeşil alan kalmadığı gibi, imara uygun arsa da kalmadı... 3 katlıyı yıkıyoruz 15 katlı yapıyoruz. Dikey yapılaşma tek kurtuluş reçetemiz gibi... Doğru mu? Elbette değil... Arsa fiyatları el yaktıkça bu da kaçınılmaz bir gerçek haline geliyor. Allah İstanbul"u, İstanbul"luları depremden korusun...

Ayşe ÇENGEL (Ev Hanımı): “86 yaşındayım, doğma büyüme İstanbul"luyum. Hatta Yenikapı"lıyım. Eşimi de kaybettim. 75 yıl öncesinin İstanbul"unu görseniz, ah İstanbul, vah İstanbul dersiniz... Hele hele Yenikapı"mızı... Biz sokaklarda oynardık... Bahçelerimizde piknik yapar, evcilik oynardık... Yemeklerimizin hemen hemen tamamını bahçemizde toplu yerdik, konu komşu... Şu gökdelenlere bakın bunların içinde yaşayanlara acıyorum... Ölmeden tabuta giriyorlar... Yan komşularını tanımıyorlar... Ölseler kimsenin haberi olmuyor, kokular yayılana kadar... İşte bunun tek müsebbibi çarpık yapılaşma... Planlı programlı bir yapılaşmamanın olmaması... 

Emre UYGUR (Mimar): “Okulda aldığımız eğitimi tatbik edecek bir alanımız kalmadı İstanbul"da... İstanbul"da olması gereken bir şehircilik projesi yok! Önüne gelen alt yapı var mı, ulaşım kolaylığı var mı demeden dikiyor binaları... İnanın son yıllarda yapılan dikey konutlar yüzünden insanımızın psikolojisi bozuldu... Nefes almayan, alamayan bir İstanbul"da yaşıyoruz... Deprem kuşağındayız ama, aldırış eden yok! Yeşili olmayan, kaçışı bulunmayan bir şehir oldu dünyamızın incisi İstanbul... Acil dönüşüme ihtiyacı var İstanbul"un... Bunu ancak, belediyeler değil, devletimiz yapabilir.

İşte tanınmayacak hale gelen İstanbul"umuz hakkında söylenenlerin bir kaçı... Bana göre hepsi de doğru, ama sizi bilemem...

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özel Haber